İMAN NE ZAMAN GİDER, NE ZAMAN KALIR?
{Hz. Peygamber {av}’in kâtibi Hanzala İbnu'r-Rebî el-Esedî {ra} anlatıyor:
Bir gün Hz. Ebu Bekir {ra}’ile karşılaştık. Bana: "-Nasılsın?" diye sordu.
"-Hanzala münafık oldu" dedim.
"-Sübhanallah, sen neler söylüyorsun?" diye şaşırdı. Ben açıkladım.
"-Hz. Peygamber {av}'in huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz edilir, sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz. Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuza, bağ bahçemize karışınca çoklukla unutup gidiyoruz". Hz. Ebu Bekir {ra} de:
"-Allah'a ant olsun ben de aynı şeyi hissediyorum" dedi. Birlikte Hz. Peygamber {av}'e gittik ve bu durumu açtık. Bize:
"-Nefsimi Kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelâl'e ant olsun siz, benim yanımdaki hâli dışarda da sürdürüp {cennet, cehennemi} hatırlama işini koruyabilseniz, melekler sizinle yataklarınızda, yollarda tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, bazen öyle, bazen böyle olması, olağandır {münâfıklık değildir} dedi ve-son cümleyi üç kez tekrarladı."{Müslim, Tevbe 12, {2750}; Tirmizî, Kıyamet 60, {2516}.
İMAN-İNANMA- NASIL GERÇEKLEŞİR?
İman; kulun imanın şartlarına kendi isteğiyle inanmasıdır. Kul, imanına, hiçbir kuşku karıştırmadan iman ederse, o kulun hard diskine, beynindeki inanç merkezine İMAN kaydedilir. Eğer kulun inanç merkezinde kuşkular, şüpheler, oluşmaya başlarsa, inanç Merkezinde kayıtlı olan İman silinir. İman merkezine giren kuşkular, -şüpheler- kulun hard diskinde kayıtlı olan iman silindikten sonra, o silinen merkeze, imansızlık yerleşir. Evrende boşluk yoktur. Doğru gidince yerini eğri doldurur. İman gidince inanç merkezini imansızlık doldurur.
İnkâr: inanmamaya inanmadır. Bir Mü’minin Allah ve Resulünü, cennet ve cehennemi, sürekli hatırlaması, o mü’minin meleklerle senli-benli olmasını sağlıyor. Hz. Hanzala ile Hz. Ebubekir’de olduğu gibi kutsalları bazen unutma, iman ehlini imandan çıkartmaz. Unutma, insana ait doğal bir davranıştır.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ قَالَتِ الْأَعْرَابُ ءَامَنَّا قُلْ لَمْ تُؤْمِنُوا وَلَكِنْ قُولُوا أَسْلَمْنَا وَلَمَّا يَدْخُلِ الْإِيمَانُ فِي قُلُوبِكُمْ وَإِنْ تُطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ لَا يَلِتْكُمْ مِنْ أَعْمَالِكُمْ شَيْئًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ
“Bedevîler "inandık" dediler. Ey Muhammed! Onlara de ki: Siz inanmadınız, ama "İslâm olduk." deyiniz. Henüz iman sizin kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah; çok Bağışlayıcı, çok Esirgeyicidir.” Hucurat 49/14
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
“ Ey Muhammed! Ant olsun ki, o ortak koşanlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, onlar: "Elbette Allah Yarattı" diyecekler. O halde sen de onlara de ki: “Allah bana bir zarar vermek dilerse, Allah’ı bırakıp ta yalvardıklarınız / dileklerde bulunduklarınız Allah’ın verdiği zararı benden giderebilecekler mi? “Yahut Allah bana bir Rahmet dilerse Allah’ın Rahmetini önleyebilirler mi? Ey Muhammed! Onlara de ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler, / güvenenler Allah’a güvensinler” Zümer 39/38
İMANIN KAYDEDİLMESİ İÇİN İKİ ŞART
İmanın hard diskimizdeki inanma merkezine kaydedilmesi için iki şart var:
a} Kul, kendi özünden gelerek İman etmeyi isteyecek.
b} İman etmeyi gönülden isteyen kulun imana ulaşmasına Allah Zülcelâl ruhsat verecek. Kulun kararlı isteğiyle, Allah Zülcelâl’in külli İradesi birleşince iman şimşeği çakar, kulun hard diskindeki inanç merkezine kayıt yapılır.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
“Dikkat edin/Haberiniz olsun ki; Katışıksız Din Allah’ın Din’idir. Allah’ı bırakıp da, Allah’tan başka evliyalar edinenler: “ Biz bu evliyalara, onlar bizi Allah’a daha da yaklaştırsınlar diye tapınıyor, sarılıyoruz.” derler. Gerçek şu ki Allah, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah, böylesi yalancı, inkârcıları asla hidâyete eriştirmez.” Zümer 39/3
İMANIN KAYIT MERKEZİNDEN SİLİNMESİ:
İman eden Kulun hard diskine kaydedilen İMAN NURU, bazen unutmalarla yerinden çıkıp gitmez. İmanın kaybolması için:
a}Kur’an ayetlerini,
b}İman esaslarını,
c}İslam’ın özünü silenler, Allah Zülcelâl’in berisinden evliyalar, şıhlar, kurtarıcılar, hoca efendiler, şefaatçiler tutanlar, Halis Dini, kutlu İslam’ı katışıklı Din haline getirenler, her gün milyar kere de Allah deseler, gece gündüz namaz kılsalar, her gün Kâbe’yi tavaf etseler, sabahtan akşama kadar Kur’an okusalar, mallarının hepsini tasadduk etseler, gece gündüz zikir yapsalar, mendiller kuşanıp hüngür hüngür ağlasalar dahi böylesi nankörlerin, “inkârcıların” hard diskinden İmanı sileceğini, Allah Zülcelâl tebliğ ediyor. Zümer 39/3 yeniden bakınız.
18/Şubat/2013 Adana Rüstem KOCADURMUŞOĞLU Eğitimci Yazar-Teolog-Kökenbilimci Bilge Ata- Ξ̲̅ ✫TÜRKİYE Ξ̲̅✫
|