-
- TUĞLUKLAR ve Aysel TUĞLUK
Tuğluklar Hindistanda Delhi’de Halaç/Kalaç Türklerinden sonra Delhi Türk Devletini kurmuşlardır. M.S: 1320-1414 yılları arasında hüküm süren Tuğlu Şahlar devleti 1414 yılında yıkılmıştır..
“ Hindistan’daki Türk-İslâm hânedanlarından ve bu Hânedan’ın kurucusu ilk hükümdarı Gıyâseddin Tuğluk, Kalaçların son sultanı Kutbeddîn Mübârek Şah zamanında ( 1316-1320 ), Pencab ve Sind’de valiydi. Kalaçlılar saltanatına son veren Nâsıreddîn Hüsrev Şahın sultanlığını tanımayarak, Delhi üzerine yürüdü. Sultan Raziye Türbesinin yakınındaki Lahravat mevkiinde, Nâsıreddîn Hüsrev Şahı, büyük bir bozguna uğrattı. 6 Eylül 1320’de, Delhi tahtını ele geçirdikten sonra, yakınlarının ısrarı ile, sultanlığını ilan etti. 1323’te Kakatiya Racalığını, 1325’te Bengal’i aldı. Gıyâseddin Tuğluk Şahın, aynı yıl Delhi’de ölümü üzerine, yerine oğlu Muhammed geçti.
Firûz Şah { 1352-1388 }, saltanatın sahipsizliğinden istifadeyle çıkan karışıklıkları, tamamen ortadan kaldırdı. Ülke içinde huzur ve güveni sağladı. Birliği kuvvetlendirdi. Halka çok âdil davrandı. Delhi Sultanlığının ekonomik ve kültürel seviyesini yükseltti. Bendler, barajlar yaparak, tarım ürünlerinin verimliliğinin artmasını sağladı. Serhend bölgesini sulayan, 240 kilometre uzunluğunda bir kanal yaptırdı. Ortasına da 140 kilometrelik bir kol daha ekledi. Okullar yaptırıp, âlimleri himaye ederek, kültür seviyesini yükseltti. Ahâli, Firûz Şaha çok hürmet ederdi. Tarihçiler, Firûz Şahı âdil bir hükümdar numunesi, devrini de emsalsiz bir refah ve saadet devri olarak tarif ederler. Firûz Şah, 1385’te vefat edince yerine, torunu Gıyâseddin TUĞLUK ŞAH geçti. Ülkede iç karışıklıklar çıkıp, hânedan mensupları, saltanat iddiasında bulundular. Saltanat mücadelesinden istifadeyle, Hindular da isyan ettiler, ülke bölündü. Timurlular Hânedanının kurucusu Timur Han (1370-1405), Hind Seferine çıktı. 1398’de Delhi’ye girdi ve Hindistan’ı zapt etti. TUĞLUKLAR ülkesi, hânedanlar arasında paylaşıldığından, devlet bölündü. Siyasî birlik parçalandı. Multan Valisi Hızır Han, TUĞLUKLAR HANEDANLIĞINI yıktı. Delhi’ye kendilerinin seyyid olduğunu söyleyen “Seyyidler Hânedânı” hâkim oldu.” *
…………………………………………………………………………………………………………………………..
*} Bkz. Delhi Türk Sultanlığı alıntı
……………………………………………………………………………………………………………………………
TUĞLUKLAR HANEDANLIĞI paylaşıldıktan sonra dağıldı. Yönetime gelen Seyyidler, yönetimi ele geçirdikten sonra TUĞLUK HANEDANLIĞI mensuplarından pek çoğu, kitleler halinde Yurt tuttukları, devlet kurup insanları yönettikleri Hindistan’ı terk ederek, Batıya Osmanlı Türk Ülkesine doğru göçmeye başladılar. Uzun ve yorucu yolculuklardan sonra bunlardan bazıları bu zorlu yolculuğu tamamladı, bazıları ise yollarda telef oldu.
İran’ı Kuzeyden, Hazarı güneyden dolaşarak Doğu Anadolu’ya/ Turkomanya’ya ulaşan TUĞLUKLARDAN bir bölümü buralarda yerleştirildiler. Bir kısmı da İstanbul’a gelerek orada yerleştirildiler.
T U Ğ
TUĞLUKLARA, TUĞLU ŞAHLAR da denir. TUĞLUK, TUĞLU-ŞAH Hindistan’da hüküm sürmüş Türk Padişahlarından/Kaanlarındandır.
Tuğ sözü, TÜY demektir. Dünya’da ilk kez TUĞ, yani TÜY, askerlere ve siyasi idareye işaret olmak için Kırgızya’daki yak öküzlerinin uzun yelelerini kesen Türkler tarafından kullanılmıştır. Türkler, bu yak öküzlerinin yelerlini keserek, ilk kez kargıların, kamışların ucuna bağlamışlar. Daha sonra bu usul Türkler arasında giderek yaygınlaşmıştır. İlerleyen zaman içinde tuğlar/tüyler askerlerin sayısını bildirir bir alamet olarak ortaya çıkmıştır. Hatta bu usul siyasi taksimat için de kullanılmaya başlanmıştır. Bu TUĞ adeti sonraları bütün dünya’da Türklerden kalma adet olarak aynen kullanılır olmuştur.
Bu gün bile askeri teşkilatımızda kullandığımız TUĞAY, TUĞ GENERAL, TUĞ AMİAL terimleri on binlerce yıl önce Yak öküzlerinden alınan tüyler/tuğlardan kalmadır. Türklerde dokuz tuğ olur. Tuğlar dokuzdan artık olamaz. Dokuzuncu tuğ Kaanlara aittir. Afganistan’daki Hamit Karzai’nin yönetimindeki PEŞTUN’LAR> BEŞ TUĞLU Türklerden kalmadır. TUĞLU ŞAHLAR denilen Türkler, TUĞsahibi, kendilerine TUĞ verilmiş anlamınadır.
Farsça sanınla PENÇ sözü de öz be öz Türkçe BEŞ sözünün başka bir Türk diyalektinde kullanılan şeklidir. Türkler, Pençe sözünü çoğu kez PANÇA olarak ta söylerler. Hatta Çukurova’da: “ Her şey tane-tane dut; PANÇA-PANÇA” atasözü var. Hindistan’daki “PENÇ-AB” > “BEŞ-SU” sözü de Türkçedir. PANÇA sözü, elimizdeki beş parmaktan alınarak el’e işaret etmek için söylenmiştir. Farsçada incelerek PENÇ ve PENÇE sözü, Türkçe aslı olan PANÇ ve PANÇA şeklinden Farsçada korunarak günümüze kadar bu şekliye gelmiştir.
Turkomnya’ya/Güneydoğu Anadolu’ya yerleştirilen TUĞLUKLAR, öteki Türk Boy ve Oymakları gibi Kurmançu/Kürtçe öğrenerek kendilerini yine öteki Türk Boy ve Oymakları gibi Kürt/Kurmançu olarak ifade etmeye başladılar. Böylece geçmişleriyle, tarihleriyle ilgili olan bütün bağlarını yitirdiler. Evlenmeler yolluyla da iyice eriyen/asimile olan TUĞLU-ŞAHLAR, belleklerinde eski görkemli Saltanat yıllarından kendilerinden sonraki kuşaklara aktaracak bir tek fikir kırıntısı ile bırakmadan erdiler/asimile oldular. Yeni kuşaklar, Orta Asya’daki, Hindistan’daki Atalarının görkemli tarihlerinden habersiz olarak ufalanıp erimişledir. Eski TUĞLU-ŞAHLARIN çocukları, şimdi erimişliğin pençesinde/pançasında kıvranıyorlar.
Konu ile ilgili olan ayrıntılı bilimsel bilgiler, Milletvekili Aysel Tuğlukta olmalıdır. Biz tarihe not düştük. Gerisi bu muhterem hanımfendinin belleğindeki bilgilerle aydınlanabilir. Güneydoğu’da/Turkomanya’da yok olan Karkeçililer, Sarıkeçililer, Akkoyunlular, Artuklular bütün yöreyi kaplamışlarken, şimdi onların çocukları nerelere gittiler? Her halde buhar olup havalara uçmadılar?
…………………………………………………………………………………………………………………………………
“Tahrir defterleri incelendiğinde açık seçik görülmektedir ki Kürtlük ve Türlük iç içe kaynaşmış durumdadır. “
“Aşağıda Prof .Dr Bahaeddin Ögel ,Prof .Dr Hakkı Dursun Yıldız, Profesör Dr. M Fahrittin Kırzıoğlu, Prof. Dr Mehmet Eröz ,Prof. Dr. Bayram Kodaman Prof. Dr. Abdülhalik Çay tarafından yazılmış Türk Milli Bütünlüğü içerisinde Doğu Anadolu isimli eserde KÜRT BİLİNEN YERLERDE Tapu Tahrir defterlerinden aktarılan bilgiler bu kaynaşmanın ve Kürt bilinen birçok topluluğun aslında Türk olduklarının kanıtıdır. O zaman birçok ilin bağlı olduğu Diyarbakır Eyaleti Mufassal Tahrir Defterindeki vergi mükelleflerinin isimleri şunlardır: “
KIĞI SANCAĞI, ŞADILLU CEMAATİ, ÇAVLU KÖYÜ
1} Ağa,
2} Allahkulu,
3} Başlamış,
4} Alman,
5} Budak,
6} Bahadur,
7} Bayram,
8} Göçbek,
9} Hüdaverdi,
10} Kaya,
11} Karaca Ömer
12} Kava Ali,
13} Kara Hacı,
14} Keçilü,
15} Kılıç,
16} Korkmaz,
17} Kulu,
18} Kurt,
19} Şeyh Ali Türkmen,
20} Turalı,
21} Tutu,
22} Yağmur
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
Defter sf: 744 -745-747
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
DESİM {DERSİM/TUNÇELİ} DESÜMLU CEMAATİ:
1} Alpı,
2} Bayram,
3} Budak,
4} Dengiz/Deniz,
5} Durak,
6} Germek,
7} Göçbek,
8} Khani Baba,
9} Kılıç,
10} Korkmaz,
11} Kutlu Buğa,
12} Manılı,
13} Melik Kuş,
14} Menteş,
15} Ulaş
………………………………………………………………………………………………………………………………………………….…
Defter, sf :748 749
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………….
“Bu bilgiler bugün pek çok Türk boyunun zaman içinde Kürtleştiklerinin olduğu kadar, Türk Kürt kaynaşmasının da tartışılmaz açıklamalı kanıtlarıdır. “ *
………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
*} Türkiye’nin Etnik Yapısı. Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler. Ali Tayyar Önder. Fork yayınları 32. Baskı
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
TİMURTAŞ: Mardin ve Diyarbakır Yörelerinde Devlet kurmuş olan Artuk oğullarındandır. 30 yıl Hükumet etmiştir. *
………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….
*} Türk Büyükleri veya Türk Adları. Toplayan Kütahya Mebusu/Milletvekili Atalay İstanbul Matba-i Âmire 1339/1923 S=51. Arap harfleriyle.
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
Güneydoğu’da/Turkomanya’da yaşamış ve halen yaşamakta olan ve yukarıda bazı Türk boy ve oymaklarının adları, tahrir defterlerinden alındı. Buna göre bu gün kendilerini Kurmançu/Kürt olarak ifade eden kesimlerin pek çoğu, Orta Asya kökenlidir. Bu konunun en kestirme yolu, DNA testi yaptırmaktır. Binlerce yıllık geçmiş zamanda Güneydoğu’da/Turkomanya’da yerleşmiş Türk boy ve oymaklarının sayısı, sayılamayacak kadar çoktur. Biz bu dosyada sadece bölgede yaşamış ve halen yaşamakta olan boy, oymak ve yönetimlerinden bazılarının adlarını verdik. İleride inşallah konu hakkında kapsamlı yayın yapmayı planlamış bulunuyoruz.
Sayın Aysel Tuğluk’un kökenleriyle ilgili, arşiv bilgilerini açıklayıp-açıklamamak konusundaki tercihi, kendisine aittir. TUĞLUKLARIN, TUĞLUŞAHLARIN akıbetlerini, şu belgesel çalışmalardan sonra kamuoyumuz ile birlikte hepimiz merak etmekteyiz.
|