SIRAT-I MÜSTEKİM’İN DIŞINDAKİ BÜTÜN YOLLAR BATILDIR.
“13-Abdullah İbnu Mes’ud el-Huzeli {ra}’in anlattığına göre, bir adam kendisine “Sırat-ı Müstakim {doğru yol} nedir?” diye sordu. Ona şu yanıtı verdi: “Muhammed {av}, bizi Sırat-ı Müstakimin bir başında bıraktı. Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktadır. Bu ana yolun sağında-solunda başka tali yollar da var. Bunlardan her birinin başında bir takım insanlar durmuşlar oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar. Kim bu dış yollardan birine yönelirse o yol onları ateşe götürecektir. Kim de Sırat-ı Müstekime yönelirse o da cennet’e ulaştıracaktır.” İbnu Mes’ud bu açıklamayı yaptıktan sonra şu ayeti okudu:” Kütb-ü Sitte, Rezin İbnu Muaviye’nin ilavesidir.
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم وَأنَ هَذا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَبِعُوهُ وَلَا تَتَبِعُوا السُبُلَ فَتَفَرَقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذَالِكُمْ وَصَاكُمْ بِهِ لَعَلَكُمْ تَتَقُونَ
“İşte benim dosdoğru yolum budur; Siz o yola uyun. Sizi Allah’ın Sırat-ı Müstekiminden -doğru yolundan- ayıracak başka yollara sapmayın. Allah size böyle yapmanızı tavsiye etmektedir.” En’am 6/153
Mü’min, hiçbir kuşku, hiçbir kaygı, hiç bir yürek sancısı duymaksızın Allah’a ve iman esaslarına gönülden inanan kimse demektir.
Mü’min kişi sadece Sırat-ı Müstekim’e, yani Allah’ın doğru yoluna gidendir.
Bu yolu bırakıp ta falan kişinin, filan evliyanın, falanca hoca efendinin, filanca şıhın, filan ermiş’in, falanca mehdinin yoluna değil, sadece Kur’an’a, Hz. Muhammed {av}’ın tebliğ ettiği yola giden kurtulmuştur. Fanilerin yoluna gidenler, batıla sapmışlardır. Bu fanilerin her birisi kendi yollarının hak olduğunu, ötekilerin yollarının batıl olduğunu söylerler. Oysa Hak yol Kur-an yoludur. Bu yolu bırakarak, tali yollara sapanların ateşe gideceklerini Kur-an haber veriyor.
Bazılarının: “Efendim! Bunlar da Allah’ın yolunu gösteriyorlar. Biz farklı farklı yollardan Hak yola yürüyoruz.“ demeleri, Sırat-ı Müstekim’in yolu değil, tali yollardır. Bu yollara sakın sapmayın.
“Tali yoldan gidenler, Sırat-ı Müstakime ulaşamazlar.”
“Doğruya ulaşmak için eğriden medet umulamaz.”
“Doğruya ulaşmak için sadece doğruya gitmek şarttır.”
Sırat-ı Müstekim, Allah Zülcelâl’in Kur’an’ı Keriminde bildirdiği Hak yoldur.
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم هَلْ ٱنَبِءُكُمْ عَلَى مَنْ تَنَزَلُ الَشَيَاطِينُ “Şeytanların kime indiğini size haber vereyim mi? De.” Şuara 26/221
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم تَنَزَلُ عَلَى كُلِ أفَاكٍ أثِيم “Şeytanlar, günahkâr ve iftiracıların hepsine inerler.” Şuara 26/222
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم يُلْقُونَ الَسمْعَ وَأكْثَرُهُمْ كَاذِبُونَ “Bunlar şeytanlara kulak verirler, çokları da yalancıdr.” Şuara 26/223
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم بَشِيرًا وَنَذِيرًا فَأعْرَضَ أكْثَرُهُمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ “O, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderildi. Ama insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık bunlar hakkı- gerçeği- işitmezler.” Fussilet 41/4
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُمْ بِاللَّهِ إِلَّا وَهُمْ مُشْرِكُونَ “Onların çoğunluğu, Allah’a ŞİRK koşmadan iman etmezler.” Yusuf 12/106
بِسْمِ اللَهِ الرَحْمَنِ الرَحِيم لَقَدْ جِءْنَاكُمْ بِالْحَقِ وَلَكِنَ أكْثَرَكُمْ لِلْحَقِ كَارِهُونَ “Ant olsun ki biz size Hakkı-gerçeği- getirdik. Lakin sizin pek çoğunuz Haktan-Gerçekten- hoşlanmıyorsunuz”. Zuhruf 43/78
HİDAYET YALNIZCA ALLAH ZÜL CELÂL’İN HÜKÜMRANLIK ALANINDADIR. YÜCE ALLAHIM! GÖNÜLDEN TÖVBE EDECEKLERE HİDAYET NASİP EYLE!
Rüstem Kocadurmuşoğlu Eğitimci Yazar-Teolog-Kökenbilimci Bilge Ata-Ξ̲̅ ✫TÜRKİYE Ξ̲̅✫
|