SIRAT-I MÜSTAKİM;
ALLAH’IN DOSDOĞRU YOLU
Bölüm: 3
Kullar, Yüce Yaratanın yarattığı aciz, zayıf, günahkâr, ölümlü, dirimli fanilerdir. Kulları Allah Teâlâ’ya yaver, yardımcı, torpil, hatırlı, sözünden çıkmaz, dileklerini kabul ettirir, kendilerine bağlanan müritleri bir sıçratışta Sırat köprüsünü geçirtir, önlerine düşerek doğrudan doğruya cennete götürür” diyenlerin Allah, Kitap, Peygamber ve Kur’an karşıtı bu propagandalarına sakın aldanmayın. Kurtarıcı sadece ve yalnızca Allah Teâlâ’dır.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّكَ لَا تَهْدِي مَنْ أَحْبَبْتَ وَلَكِنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ
“Ey Muhammed! Sen en çok sevdiğine dahi HİDAYET veremezsin. Lâkin Allah dilediğine HİDAYET verir, HİDAYETE gelecekleri de en iyi O bilir.” Kasas 28/56
Hz. Muhammed {av} Efendimizi ve Müslümanları Müşriklere karşı göğsünü siper ederek koruyan amcası Ebu Talib ölmüştü. Ebu Talib Hz. Ali {k.v} {Kerrem Allahü vechehu} Efendimizin de babasıydı. Bu ölüme çok üzülen Efendimiz, ona İslâmı tebliğ ettiği halde Ebu Talib inanmamıştı. Kendi akrabalarının şiddetli baskısı Efendimizi çok üzmüştü. İşte bu ayet, HİDAYET nurunun yalnızca Allah Teâlâ’ya ait olduğunu, peygamberlerin dahi HİDAYET veremeyeceklerini apaçık tebliğ etmektedir. Peygamberlerine vermediği bir ayrıcalığı, zamane şıhlarına, evliya, Allahdostu, mehdi hocaefendi, ermiş, erişmiş denilen fanilere, ölümlü dirimlilere verdiğini iddia etmek bu ayetin açık hükmüne göre şirktir, küfürdür, Kur-an’ı inkârdır. HİDAYET yolu, SIRAT-I MÜSTAKİM’İN, YANİ ALLAH Teâlâ’ya götüren Hak yoludur. Bu yol, Allah Zül Celâl’in Kur-an’ı Kerim’de vahyettiği, Son Elçisinin bizlere tebliğ ettiği Kur’an yoldur. Bu yolun Kur-an’ı Kerim’deki adı: SIRAT-I MÜSTAKİM’ dir. Sırat-ı Müstakim, gerçek Mü’minin, yani imanına şirkin pisliğini bulaştırmamış olanların gittikleri HAK YOLUDUR. Bu yol Hz. Âdem {av} den başlayarak yeryüzünde insanlığın var olduğu günden beri gönderilen Hak elçilerinin tebliğ ettikleri Hak Yoldur. Bu yolun sağındaki ve solundaki bütün yollar batıldır. SIRAT-I MÜSTAKİM’DEN sapanların saptıkları yolların hepsi, sapık yoldur. Sadece Kur-an’ı Kerim’in gösterdiği SIRAT-I MÜATAKİM’E UYANLAR KURTULMUŞTUR.
Bir gün Hz. Muhammed {av} Efendimiz kızı Fatıma’yı namaza kaldırmak için evine gitti. Dışarıdan seslendi. “Kalk kızım kalk! Allah’a karşı görevlerini yap. Bunları yapmazsan, seni ben dahi kurtaramam” dedi. Âhir Zaman Elçisi, kendi kızına: “Seni ben bile kurtaramam” diyorsa, zamane şıhları, evliyalar, mezarlar, mehdiler, yatırlar, hocaefendiler, allahdostları denilen faniler mi kurtaracakmış? Bu tür inanışların hepsi şirktir.
حَدَثَنَا أبُو سَعِيدٍ {عَبْدُالَلهِ بْنُ سَعِيدٍ}، حَدَثَنَا أبُو خَالِدٍ الْأحْمَرُ، قَالَ: سَمِعْتُ مُجَالِدًا يَذْكُرُ عَنِ الشَعْبِيِ، عَنْ جَابِرِ بْنُ عَبْدِ الَلهِ قَالَ: كُنَا عِنْدَ الَنبِيِ {صَلَى الَلهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ} . فَخَطَ خَطًا وَ خَطَ خَطَيْنِ عَنْ يَمِينِهِ . وَ خَطَ خَطَيْنِ عَنْ يَسَارِهِ. ثُمَ وَضَعَ يَدَهُ فَى الْخَطِ الْأوسَطِ فَقَالَ: {هَاذَا سَبِيلُ الَلهِ}. ثُمَ تَلَا هَذِهِ الْأيَةَ:
“Bize Ebu Said: {Abdullah ibnu Said} anlattı. Ona da Ebu Halid Ahmer anlattı: Ben Mücalid’den Şa’bi’den şöyle işittiğini duydum, dedi. O da Cabir İbnu Abdullah’tan şu hadisi rivayet etti:
“Biz Peygamber {av}’in yanındaydık. Efendimiz bir çizgi çizdi. O’nun sağına ve soluna da ikişer çizgi çizdikten sonra elini ortadaki çizginin üzerine koyup; {BU, ALLAH’IN YOLUDUR} buyurdu. Sonra da şu ayeti okudu:” Sünen-i İbn-i Mace Tercemesi ven Şerhi Haydar Hatipoğlu Kahraman yayınları Hadis Nu:11, C=1, S:21, 22, 1982 İstanbul.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَأنَ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمٌا فَاتَبِعُوهُ وَلَا تَتَبِعُوا الُسُبُلَ فَتَفَرَق بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَاكُم بِهِ لَعَلَكُمْ تَتَقُونَ
“GERÇEKTEN, İŞTE BENİM, SIRAT-I MÜSTAKİMİM;-DOSDOĞRU YOLUM- BUDUR. SİZ BU YOLA UYUN. SİZİ ALLAH’IN BU DOĞRU YOLUNDAN SAPTIRACAK BAŞKA YOLLARA SAPMAYIN. ALLAH’IN AZABINDAN, GAZABINDAN, KORUNMANIZ İÇİN ALLAH SİZE BUNU TAVSİYE ETMEKTEDİR.” En’âm 6/153
Fanileri, ölümlü-dirimlileri Allah’ın berisinden evliya ve şefaatçi tayin etmek, insan cinsinden bir beşere kendilerine HİDAYET etmesi için bağlanmak, Allah ile kendi aralarına aracı tayin etmek, şirkin pisliğidir. Bu pislikten arınmak ve kurtulmak, ancak ve sadece, Allah Zül Celâl’e, katışıksız bir iman ve ihlas ile bağlanmakla elde edilir. Allah Azim’üşşan’ın HİDAYET NÛRUNU gönüllerimizde yakması için, halis ve katışıksız bir iman isteği ve Allah Teâlâ’nın MUTLAK İRADESİ’nin tecellisi ile mümkündür. Fanilerin, ölümlü-dirimlilerin hepsi de O’nun HİDAYET Güneşine muhtaçtır. Muhtaçları, {الَلهُ الصَمَدُ } “SAMED” olan, yani hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah Teâlâ’nın torpili, yaveri sayanlardan şiddetle uzaklaşın! İşte buna: SIRAT-I MÜSTAKİM’ DENİR.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
“Ey Rabbimiz! Bizi SIRAT-I Müstakimine HİDAYET EYLE.” Fatiha 1/7
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
قُلْ يَاأَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَنْ ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَا أَنَا عَلَيْكُمْ بِوَكِيلٍ Yûnus 10/108
“Ey Muhammed! İnsanlara de ki: “işte size Rabbinizden Hakk geldi. Kim HİDAYETİ kabul ederse, o kendi nefsi için kabul etmiştir. Kim de sapıklık ederse, kendi aleyhine olarak sapıklık etmiştir. Ben sizin üzerinize asla vekil değilim.” Yunus 10/108
KUR-AN’I KERİM’N HİDAYET ETTİĞİ YOLA UYANLARA SELAM OLSUN!
Rüstem Kocadurmuşoğlu
Eğitimci Yazar Teolog Kökenbilimci
Bilge Ata -Ξ̲̅ ✫TÜRKİYE Ξ̲̅✫
|