Bilge Ata  
Site içi arama :
 
      Ana Sayfa   |   Din   |   Köken Bilimi   |   Güncel Makaleler   |   Araştırmalar   |   Belgeler   |   Hakkımızda   |   İletişim
 
 
 

 
Anket
Amerikalıların Kızılderililere yaptığı soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Evet Soykırım yapmıştır
 Hayır Yapmamıştır
 Kısmi olarak soykırım yapmıştır

 
 
Ziyaretçi İstatistikleri
Aktif: 142
Bugün: 148
Toplam: 1.138.309
 

Pequot kızılderilileri

 

ÇALINAN TÜRK TARİHİ

PEQUOT KIZILDERİLİLERİ

    

        PEQUOT sözü iki sözden oluşmuş görünüyor. Birincisi PEK, ikinci UOT sözüdür. PEK sözü, hiçbir tevile hacet bırakmayacak bir açıklık ve yalınlıkla Türkçe bir sözdür. PEK sözü sert, güçlü, kavi, dayanıklı, katı, sağlam, kararlı gibi pek çok anlama gelir Türkçe bir sözdür. PEQUOT Kızılderilileri bu PEK sözünü hiçbir kadim-ön- Türk atalarından aldıkları gibi öylece korumuşlardır. Anadolu Türkleri PEK sözünü, aynen Kızılderili soydaşları gibi PEK olarak kullanırlar. PEK sözünü Avrupalı uluslar, ön Türk atalarının kullandıkları şekliyle BERK ve PERK şeklinde dahi kullanırlar.

 

“ALLAH’A SIĞIN ŞAHS-I HALİMİN GAZBINDAN

ZÎRÂ YUMUŞAK HUYLU ATIN ÇİFTESİ PEKTİR.”

                               Adana Valisi Ziya Paşa

 

PEQUOT sözünün ikincisi olan UOT sözü dahi Türkçedir. Bu UOT sözü, OD-OT- demektir. Bu söze ikinci sesli harfin, -U- harfinin eklenmesi, Türk boy ve oymaklarının -ağız- dediğimiz konuşma biçimleriyle ilgili olduğu gibi, sözün sahibine güç katmak, değerini artırmak, saygınlığını belirlemek, gerçekten o adı, o unvanı hak ettiğini göstermek için dahi iki sesli harf ile söylenmiş olabilir. Bu -UOT-sözü, OD-OT- yani ateş anlamınadır. Bu bileşik sözün içerdiği anlam: PEQUOT, pek ateş, sert ateş, sağlam ateş, gözü pek ateş, kararlı ateş, dayanıklı ateş gibi daha nice anlamlara gelir Türkçe bir sözdür.

 

        ABD VE KÜRESEL EMPERYALİZM  

 

        Bugünkü Evangelik, Püriten, Judaizer, Protestan Yahudici Siyonist ABD’lilerin büyük büyük dedeleri, 1492 yılından itibaren Kızılderili Kıtasını işgal etmeye başlamadan önce Turan soylu Kızılderililer, dünyanın en bahtiyar, en barışçıl, en merhametli, en çalışkan ve en sağlam medeniyetler kurmuş bir topluluğu’ydu. Ne var ki, bu bugünkü ABD’lilerin gözü doymaz, aklını para, sömürü, işkence ve soykırım-GENOCİD- bürümüş bu vahşi sürüleri, 1492 den itibaren işgal etmeye başladıkları Kızılderili Kıtasın 10 binlerce yıllık öz sahipleri olan Kızılderililere tarihin emsalini çok az gördüğü kahpe bir soykırım-GENOCİD- uyguladılar. Kızılderili Türklerin kökünü geçirerek Kızılderili Kıtasını insanlık dışı vahşetlerle işgal ettiler. Üstelik bütün dünyaya Kzılderili Kıtasını yeni keşfettiklerini iddia ettiler. Bu soykırımı da İlâhi emirler gibi kabul ettirmişlerdi. Oysa KEŞİF>BULUŞ denilen olay, hiç el değmemiş, insanlar tarafından daha önce varlığı bilinmemiş, tanınmamış bir yeri bir şeyi ilk önce bulmak demektir. Şimdi adına Amerika denilen İtalyan denizcisi EMERİKO VESPUCCİ'NİN adı verilen bu Kıta, Kızılderili Türklerin en az 30 bin yıllık Ana Yurtlarıydı. Maya, İnka, Aztek, Toltek, Çeroki, Keçuaga, Pequot, Siyu, Navajo, Algoquin adlı Kızılderili Türklerin kurduğu ve bugünkü bilginlerce hala sırları çözülememiş eşsiz bir Türk Medeniyetinin de beşiğiydi. Resmi Türk Tarihinde Kızılderili Türk Kıtasının Emeriko Vespucci tarafından keşfedildiği hakkındaki utanç verici kabullerden ne zaman vaz geçileceğini sorguluyorum.

        Kızılderili Kıtasındaki Türk varlığının tarihi, yapılan kazılarda on binlerce yıl önce soyu tükenen hayvanların kemiklerinden kargı uçları yapıldığının bulunmasıyla 30 bin yıldan daha önceye götürülebileceğini göstermiştir. Hunhar Avrupalı sömürgeciler Kızılderili Kıtasını keşfetmediler. Onlar bayındır bir Kıtanın insancıl Halklarının soyunu geçirdiler.

        “O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları, halâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o kanlı çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, orada bir halkın düşü öldü. Evet güzel bir düştü… sonra bir ulusun umudu kırılıp paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, kutsal ağaç ölüp gitti.”

Kara Geyik

 

        “Nerede bugün Pequotlar, Narragansettler, Mohawklar, Pokanoketler? Halkımın bir zamanlar güçlü olan öteki boyları nerede? Yaz güneşinin altında eriyip gittiler. Beyaz adamın aç gözlülüğü ve baskısıyla yok oldular”

Tecumseh (Shawnee Reisi)

 

 “Bizi yalnızca bir kere de ağlatmadılar. Mavi ceketli askerler ve Uteler, her yer karanlık ve her şey durgunken, gecenin içinden çıkageldiler ve kamp ateşi yerine bizim çadırlarımızı yaktılar. Av hayvanları yerine benim cesur savaşçılarımı öldürdüler. Kabilenin hayatta kalan savaşçıları, ölüler için saçlarını kestiler.”  On Ayı (Parra-Wa-Samen / Comanche)        

 

        “Beyazların uyduğu hangi anlaşmayı Kızılderili bozdu? Hiç. Beyaz adam bizimle yaptığı hangi anlaşmaya uydu? Hiç. Ben bir çocukken, dünya Siouxlarındı; güneş, onların topraklarında doğar ve batardı; savaşlara on bin kişi gönderirlerdi. Bugün savaşçılar neredeler? Onları kim katletti? Topraklarımız nerede? Onlara kim sahip? Hangi beyaz adam onun toprağını ya da parasını çaldığımı iddia edebilir? Yine de benim bir hırsız olduğumu söylüyorlar. Hangi beyaz kadın, ne kadar yalnız olursa olsun, benim tarafımdan esir alındı ya da onuru kırıldı mı? Yine de, benim kötü bir Kızılderili olduğumu söylüyorlar. Hangi beyaz adam beni sarhoş gördü? Kim benim yanıma aç geldi de doyurulmadı? Kim beni karımı döverken ya da çocuklarıma kötü davranırken gördü? Hangi kanunu çiğnedim? Kendimi sevmem yanlış bir şey mi? Derimin renginin kırmızı olması çok mu kötü; ya da bir Sioux olmam; babamın yaşadığı yerde doğmuş olmam; halkım ve topraklarım için canımı verebilecek olmam?” www.yaşamauğraşı. com

Oturan Boğa (Tatanka Yotanka) {alıntı}

KIZILDERİLİLER KENANİ MİDİR?

 

       “New England’daki ilk büyük soykırım hareketlerinden biri, 1637 yılında PEQUOT Kızılderili’lerinin yok edilmesiydi. Sömürgeci Püritenlerce uygulanan vahşeti göklere çıkaran resmî açıklama şöyledir:                      

         “YERYZÜ CENNETİNDE TANRININ İSTEMEDİĞİ BU PEQUOT YERLİLERİ TEMİZLENDİ. ÖYLE Kİ, ŞÜKÜRLER OLSUN PEQUOT ADI TAŞIYAN KİMSE KALMADI.”

       Bu gün tanrı’nın izni altında yurduna bağlılık andı içen her bir Amerikan çocuğu, aslında bu genocidi/soykırımı uygulayan Püritenlerin taşıdıkları retoriki, “Tevrat’tan kaynaklanan düşünceyi” miras olarak almaktadırlar. Püritenlerin Tevrat’tan aldıkları düşünce ise şudur:

       ‘BİLİNÇLİ BİR BİÇİMDE, TANRININ SEÇİLMİŞ HALKINA, YAHUDİLERE AİT TOPRAKTAKİ “ARZ-I MEV’UD’DAKİ” KENAN HALKINI YOK ETMEK.”

       Püritenler, yaptıkları SOYKIRIMI tamamiyle dini liderlerinin kontrolünde gerçekleştiriyorlar, kutsal görevlerini yerine getiriyorlardı. Öyle ki, Kızılderili erkek, kadın ve çocuklar, Eski Tevrat emirlerine göre toptan öldürülüyorlardı. Püritenler kendi kullandıkları Tevrat deyimiyle: ‘Olabilecek en kötü ölümle’’ öldürülüyorlardı. Bir başka Tevrat deyimiyle ölenler: ‘Ateşin içinde kızartılıyor, ancak oluk-oluk akan kanları ateşi söndürüyordu.’ Soykırımı/Genocit’i uygulayanlar ise ‘rab {Yahova}nın övgüsüne lâyık oluyorlardı. Bundan birkaç yıl sonra ise New York bölgesindeki Kızılderililerin ‘temizlenmesi‘ operasyonu düzenlendi. 1643 yılı Şubat ay’ında Güney Manhattan’da Hollanda’lı askerler tarafından ALGONQUİN KIZILDERİLİLERİ’NE karşı gerçekleştirilen /Genocid aşağıdadır. Bu Genocid/soykırım, David de Vries tarafından aktarıldı:

        “Askerler pek çok Kızılderili’yi uykularında öldürdüler. Pek çok bebek annelerinin göğüslerini emdikleri sırada çekilip alındılar. Bu masum bebekler, annelerinin-babalarının gözlerinin önünde kılıçlarla parçalanıyor, bebeklerin parçaları ateşlere atılıyordu. Kundaktaki bebekler beşiklerinin içinde parçalanıyor, kafaları eziliyor, taş yürekli adamın bile vicdanını sızlatacak bir vahşilikle öldürülüyorlardı. Bazı bebekler ırmağa atıldı, onları kurtarmak için anne ve babalarına sudan çıkarmalarına izin vermediler. Hepsi boğuldular.” 

        Püritenlerin uyguladıkları vahşetin Yahudi Öğretisine dayandığına, Arnold Toynbee de dikkat çeker. Amerikalı sosyolog Thomas F. Gossett’in Race:  The History of an İdea in America {Amerika’daki Bir Düşüncenin Tarihi} adlı kitaba göre, Toynbee: Amerikada’ki İngiliz kolonicilerinin Tevrat üzerinde yoğunlaşmalarının, onlara, dinsizleri yok etmekle görevli seçilmiş bir halk oldukları inancını verdiğini“ savunuyor. Gossett, bunun ardından,‘Tevrat’taki İsrailliler KENAN halkını nasıl yok ettilerse, Massachusettes kolonisindeki İsrailliler{Püritenler}de Kızılderilileri öyle yok ettiler.”diyor.{alıntı}www.msxlas.org/.../213003-puritenlik”                   

                       

       GENOCİD’Çİ/SOYKIRIMCI HOLLANDALILAR

                  

       HOLLANDALILARI, M.S: 1643 YILINDA GÜNEY MANHATTAN’DA ALGONQUİN KIZILDERİLİ TÜRKLERİN KÖKÜNÜ GEÇİRDİKLERİ VAHŞİ, GENOCİD’TEN/ SOYKIRIMDAN SORUMLU TUTUYORUZ.

Bu soykırımcı uluslar, yaptıkları soykırımları görmezlikten gelerek Türk Milletine çakma soykırım isnat etmeye utanmıyorlar? Hollandalıların Endonezya’da yaptıkları vahşi soykırımların da gündeme getirilmesi gerekir. Çakma Ermeni soykırımı tasarılarını kabul eden bütün ülkelerin yaptıkları soykırımları TBMM taşıyacak yiğit yürekli milletvekilleri arıyoruz. TBMM bu teklifleri götürdüklerinde kıyamet kopmaz. Cesur bir kere ölür, korkak bin kere ölür. Onlar Kızılderililerin kökünü kazıdılar. Gözü doymaz, GENOCİD suçlusu Avrupalılar, bu iğrenç fiillerini bin yıldır sürdürüyorlar.

        Öncelikle Hollandalıların yaptıkları ALGONQUİN KIZILDERİLi GENOCİD’İNİ TBMM baş vurarak Komisyonlarda görüşülmesini talep edeceğim. Arkasından öteki soykırımlar için başvuracağım. Başvurularımın kabul edilmeyeceğini bilerek bunu yapacağım. Bu işe bir yerinden başlamak gerektiğine olan inancımı koruyorum.

 

        AVRUPALILAR, SİYONİST JUDAİZER SALDIRILAR

 

        Siyonist+Judaizer saldırılara hedef olmak veya olmamak ulusların, elinde midir? Bu ittifak bir ülkeyi ne zaman gözüne kestirirse o zaman o ülke hedef ülke haline getirilir. Bunun anlaşılması için:

        “Yakın Tehdit Algılaması Doktrini”ni anlamamız gerekir. ABD’li Püritenler bu Doktrinle şunu diyorlar: “Ben Seni Bana Karşı Yakın Tehdit Olarak Algılıyorum.” Sen tehdit isen de, değil isen de farketmez. Ben sana tehditsin diyorsam, sen tehditsin. Seni gelip ezmek, benim hakkımdır.”

        Afganistan’a, Irak’a böyle sadırdılar. Saldıracakları başka ülkelere de aynı Doktrin ile saldıracaklar.

        Ruslar Afganistan’ı işgal ettiklerinde bunu, Brejnev Doktrinine dayanarak işgal etmişlerdi. Bu Doktrin şöyleydi: ”Sosyalist bir ülke yönetimi Sovyetlerden yardım veya müdahale isterse, Sovyetler o ülkeye girer, buna hiç bir ülke karşı çıkamaz.”

        Emperyalistler, YANDAŞ, SATILIK VİCDANLAR bulur, bunları kullanırlar. Emperyal saldırılardan korunmanın yolları çoktur. Bilimsel bilgiye, teknolojiye, milli birliğe, kardeşliğe, demokrasiye, üretime, yatırıma, ARGE’YE hız vermek, silahlı kuvvetleri en güçlü bir konumda her saldırıya ulaşacak sağlam bir yetkinliğe kavuşturmak gerek.                

        ABD’li Protestan-Evangelik Püriten askerlerin, Irak’ta işkencelerle öldürdükleri Müslümanları da aynen Tevrat’ın KENANİLERE karşı yapmalarını emrettiğini savundukları işkencelerle yok etme hakkını Kullanmakta oldukları şaşırtıcıdır.

        TEVRAT'TA PÜRİTEN, JUDAİZER, EVANGELİK PROTESTANLARIN DIŞINDA KALAN BÜTÜN İNSANLIK KENAN HALKI SAYILMIŞTIR.

KENANİLER, KENAN HALKI olarak adlandırdıkları insanları bu Tevrat inancına göre işkencelerle kökünü kazımaları, ateşlerde yakmaları Yahova’nın Yahudilere ve kayıtsız-şartsız destekçileri olan Judaizer, Protestan Evangelik Püritenlere verilmiş bir hak olarak kabul etmişlerdir.

        BU İNANCA GÖRE; BÜTÜN İNSANLIĞI YOK ETME, YAHUDİLERE VE jUDAİZERLERE VERİLMİŞ BİR HAKTIR. İşte bundan dolayı PEQUOT KIZILDERİLİLERİYLE ALGONQUİN KIZILDERİLİLERİNİ KENANİLER diyerek yok ettiler. BU, YIKICI TEHDİT,  sadece United State Of America da yaşayan halkların TAMAMINDAN KAYNAKLANMIYOR. BU İNANCI KABUL EDİP BU YOLDA YÜRÜYEN 30 İLA 40 MİLYON ARASI BİR NÜFUS EVANGELİK PÜRİTEN, YANİ JUDAİZER İNANCINA SAHİPTİR. DÜNYAYI KAN VE GÖZYAŞINA BOĞAN, İKİ YÜZ YILDAN BERİ DE ABD Yİ YÖNETEN BUNLARDIR. Bu ÖLETER/ ÖLDÜRÜCÜ, YOKEDİCİ TEHDİT, bütün insanlığın baş düşmanıdır. Bu korkunç tehdidi ciddi biçimde algılayan ABD’li DÜŞÜNÜRLERDEN BİRÇOĞU DAHİ Judaizerlerin içyüzlerini açıklamakta, BUNLARIN ŞERRİNİ İFŞA ETMEKTEDİRLER.  

        Bu Resmi bildiri, hiçbir tevile meydan vermeyecek bir açıklıkla PEQUOT Kızılderili Türklerinin soykırıma tabi tutulduğunu gösteriyor. PEQUOT Kızılderililerin Genocid’e tabi tutulduğu, bunun uluslararası yasalarla, BM. Yasasının tanımladığı şekliyle: “Bir halkın soyunu geçirmek” anlamında TAM VE KÂMİL ANLAMDA EN CİDDİ BİR GENOCİD OLARAK BM. YASASININ TANIMLADIĞI GENOCİDİN TA KENDİSİDİR. BU İNSANLIK SUÇUNU İŞLEYEN O GÜNKÜ İNGİLİZLERLE BU GÜNKÜ ABD'LİLERİN ATALARI DOLAYISI İLE ŞİMDİKİ İNGİLİZLERLE BUGÜNKÜ ABD'LİLER PEQOUT KIZILDERİLİLERİNİN GENOCİDİNDEN SORUMLU TUTUYORUZ.

 

       KENANİLER, KENAN HALKI

 

        KENAN Halkı günümüzden binlerce yıl önce tarihten silinmiş bir Halktır. PEQUOT KIZILDERİLİLERİ ise İsraillilerin yaşadıkları Ortadoğu’dan en az 8 bin kilometre uzaklıkta başka bir dünyada yaşamaktadırlar. Demek ki, bu inanca göre uzaklık, yakınlık, suçluluk, suçsuzluk, haklılık, haksızlık aranmıyor. Burada anlaşılması gereken husus, Yahudilerin dışında bulunan herkesin KENAN Halkı sayılarak yok edilmesi hakkındaki Yahudi inancıdır. ABD'li ve İngiliz emperyalistlerinin Afganistan ve Irak halklarını da KENANİLER olarak yok ettiklerini, buralarda savaşan Judaizer askerlerin Iraklı sivilleri işkencelerle öldürdüklerini ABD’li ve İngiliz askerlerinin itiraflarından öğreniyoruz.

        BOP. GENİŞLETİLMİŞ KUZEY AFRİKA VE BÜYÜK OFRTADOĞU PROJESİNİN SON SAHNELERİN OYNANIYOR. YAKIN BİR GELECKETE İRAN DA ORTADAN KALDIRILIRSA SIRA TÜ

RKİYE2YE GELECEK. ONDAN SONRA KAFKASYA, ORTA ASYA, SONRA ÇİN EKONOMİK OLRAK ÇÖKERİTLECEK. SONRA SIRA RUSYANIN B ÖLÜNMESİNE GELECEK. ONDAN SORA BÜTÜN İNSANLIĞI YAHUDİLERLE EVANGELİKLERİN YOK ETMELERİNE SIRA GELMİŞ OLACAK.

 

        15 Nisan 2003

Rüstem KOCADURMUŞOĞLU

Eğitimci Yazar- Teolog-Kökenbilimci

Bilge Ata- Ξ̲̅ TÜRKİYE Ξ̲̅

 


 
  2025 © Bilge Ata. Tüm Hakları Saklıdır.   Son Güncelleme Tarihi: 05.07.2017Tasarım & Kodlama: -