Bilge Ata  
Site içi arama :
 
      Ana Sayfa   |   Din   |   Köken Bilimi   |   Güncel Makaleler   |   Araştırmalar   |   Belgeler   |   Hakkımızda   |   İletişim
 
 
 

 
Anket
Amerikalıların Kızılderililere yaptığı soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Evet Soykırım yapmıştır
 Hayır Yapmamıştır
 Kısmi olarak soykırım yapmıştır

 
 
Ziyaretçi İstatistikleri
Aktif: 87
Bugün: 92
Toplam: 1.138.253
 

Cumhuriyetin parçalanmauacağını size öğreteceğiz

“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN PARÇALANMAYACAĞINI;

BİZ DE SİZE ÖĞRETECEĞİZ!” 

Lütfü Çiçek

                                                                                   

Bingöl’de Emniyet Müdürü Atalay Ülker’e saldıran Ramazan özmaskan’ın cenazesinin defni sırasında Diyarbakır DBP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ve yandaşlarına karşı konuşan Güvenlik Şube Müdürü Lütfü Çiçek: ”Serhildan’ı} –başkaldırıyı- bize siz öğrettiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin parçalanmayacağını, biz de size öğreteceğiz” demişti. Her toplumun anlayacağı bir dil vardır. Onların anlayacağı dilden konuşmak, Devlet adamlarının kararlılığının gereğidir. Lütfü Çiçeğin kararlı konuşması sonucu, terörist gömülürken hiç kimsenin gıkı çıkmadı.

 

“Eder tedvir-i âlem, bir mekinin kuvve-i azmi,

Sebat-ü azm-e hail bir denî dünya mı kalmıştır?” {Namık Kemal}

 

{Yere sağlam basan bir kişinin güçlü azmi, dünyayı titretir.

Sebat ve azme engel olacak, bir şu alçak dünya mı kalmıştır?}

 

Lütfü Çiçeğin güçlü azmi, sebatı, vakur duruşu, bölücülerin yüreklerine işlemiş, çakma öfkeler tuz buz olmuş, Diyarbakır Sinlikleri -mezarlıkları- bile sinmiş, öfkeler mumyalaşmış, çığlıklar cılızlaşmış, isyan nöbetleri gürleyen bu erkek ses karşısında itaat konumuna girmiş, Çiçeğin sessiz hiddeti, vakur heybeti, onları sindirmiştir. Diyarbakır AMED, AMİD olalıdan beri hasret kaldığı Türk’ün erkek sesini, Lütfü Çiçeğin sessiz, vakur çığlığında bulmuştur. Bu çığlık, Milli öfkenin söze, sese bürünmüş halidir.

Bitlis’te Derebeylik yapan Kürt Şerefhan’ın {Şerefname adlı eserinde ant yayınları 1974 s=18, 19} itiraf ettiğine göre, bugünkü Kürtçe, Kürtlerin anadili değildir. Bu günkü Kürtçe’nin % 40 tan fazlası kadim Türkçe, % 25, 30 Farsça, % 25, 30 Arapçadır. AMED, AMİD sözü de Türkçedir. AMED’İ kuran da bir Türk Kıraliçesidir. Geniş bilgi: {ÇALINAN TÜRK TARİHİ—KARDUKLAR KÜRTLERİN ATASI MIYDI? Rüstem Kocadurmuşoğlu Togan yay Aralık 2013 İstanbul} Lütfü Çiçeğin açıkladığı: {SERHİLDAN} sözünün de bugünkü Kürtçe ile hiçbir ilgisi yoktur. {SERHİLDAN} sözü kadim Türkçedir. İnşallah yakında açıklayacağız.

Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, sanki muhalefet parti lideriymiş gibi boyuna konuşuyorlar. Devlet, Devletliğini gösteremedikten sonra, Ülkede huzur kalır mı? “Haddini bildireceğiz, misliyle karşılık vereceğiz, üç beş çapulcu, burası muz cumhuriyeti değil” gibi laflar gırla gidiyor. Madem hadlerini bildirecektiniz, neden Ülkeyi yangın yerine çevirttiniz? Başbakan’ın sürecin yol haritasını 13 Ekim’de isyancılara gönderivermesi, bu yıkımın ödülü müydü? İsyancılar vurdukça, istediklerini alıyorlar. Ayaklananlara Cumhurbaşkanı, “Üç beş çapulcu” diyor. Bu sözü Turgut Özal da diline dolamıştı. O üç beş çapulcu şimdi, Ülkenin kaderiyle oynuyor. Ülke yanarken de Başbakan Esedle yatıyor, Suriye ile kalkıyor.

“Sütle süzek arasında” Fransızlar peşmergeye ağır silahları kullanma eğitimi vermeye başlamış. Bunun ardı, ağır silahları vermektir. Bu, gelecekte Barzani, peşmerge ve bölücülerin ağır silahlarının Türkiye’ye dönmesi demek değil midir? Barzani, üç ülkeyi bölerek Birleşik Kürdistan kuracağız demiyor mu? Hükümet bunları nasıl kabulleniyor? Gerçi, ABD istediği için Türkiye de Suriyeli muhaliflere: “EĞİT-DONAT” eğitimi verecekmiş. Allah aşkına, Suriye muhalefeti sadece Araplardan mı oluşuyor? Suriye’de Tehcir-Göçürtme- Ermenileri, PYD ve öteki unsurlar yok mu? Türkiye, ABD’nin BOP kapsamında ele geçirmek istediği Suriye’ye, yani bağımsız bir devlete karşı, silahlı eğitim verecek, donatısını sağlayacak, roketinden tankına, stinger füzesinden yeni üretilen Türk topuna varıncaya kadar öğretecek. Şu ABD ne menem bir ülke imiş ki, neyi isterse onu alıyor. Şimdi de İncirlik Üssünü kullanacakmış. Türkiye EĞİT-DONAT ile bağımsız bir devlete karşı silahlı grupları eğitirse, ilerde başka bir ülkede Türkiye’ye karşı EĞİT-DONAT ile PKK’YI, ASALA’YI eğitirse, o zaman bunun önüne nasıl geçeceksiniz? Gerçi iktidar, PKK’nın her istediğini yapmak için yol haritasını çizmiş. Şu yakıp yıkmalar acaba göstermelik senaryolar mıydı? Millet bunları konuşmaya başladı. Hükümet Kürtçeyi eğitim dili mi yapacak? PKK’ya gevşek federasyon mu kurduracak? Yoksa özerklik mi verecek? “Süreçten vazgeçmeyiz” diye kükreyen Başbakan, PKK’ya verdiği belgeyi açıklasın. Türk Vatanı üzerinde hangi pazarlıklar yapılıyor? Millet bilmek istiyor. Millet, bu yakıp yıkmalar, yoksa bu oyunun bir parçası mıydı? Diye yana yakıla soruyor. Oysa bir polisin gözünü karatması, şımarıkları sus pus etmiştir. Bu kararlılığı Devlet adamları gösteremez miydi? Milletimiz soruyor: Şu yıkımın ödülü olarak Başbakan; sürecin haritasını ivedi olarak neden vermiştir?

Ya Rabbi! Sen her şeyin Malikisin. Ne olur Allah’ım, bir kırılma, bir kopma noktası Yarat. Türk Milleti, Senin yolunda, oluk oluk kanını akıttı. Rabbim! Türklere kendi üzerlerinde oynanan oyunları algılama yeteneği ver. Sen Kur’anda Türk Soyu hakkında şöyle buyurdun:

سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

“Ey inananlar! Sizden kim Dininden dönerse, şüphesiz Allah inananlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir millet {Türk} getirecektir. Bu Milleti {Türk’ü} Allah sever, bu Millet’te Allah’ı sever. Bu Millet {Türk} Allah yolunda cihad eder, hiçbir kınayanın kınamasından da asla korkmaz. İşte bu, Allah’ın bir lutfudur ki, Allah bu lutfu, kime dilerse ona verir. Allah’ın lutfu ve ihsanı geniştir.” Maide 5/5

Bu ayette geleceği tebliğ edilen Millet, Türk Milletidir.

يا عَلِى! إنكم سَتُقاتِلون بَني الْأصْفَر و يُقا تِلوُهم الذين مِن بَعدِ كم حتي تخرج إليهم رقة الإسلامِ الذين لا يَخافون في اللهِ لَوْمَتَ لَاءِم

“Hz. Muhammed {a.v} Hz. Ali {r.a}’ye: “Ey Ali!: Sizler yakında {Sarı oğullarıyla} Doğu Roma ile savaşacaksınız. Oysa onlarla gerçekte asıl savaşacak olanlar, sizden sonra gelecek olan: İSLÂM DİNİ’NİN ULULARI, HEYBETLİLERİ, YÜZ AKLARI OLAN {TÜRKLER} dir. ONLAR ÖYLE VAKUR KİMSELERDİR Kİ, ALLAH YOLUNDA CİHAD ETMEKTEN, HİÇ BİR KINAYICININ KINAMASINDAN DA, ASLA KORKMAZLAR.” {İbn-i Kesir}

Allah Teâla’nın ve Hz. Muhammed {av}’in övdüğü, sevdiği Türk’e düşman olan, Mehmetçiğin kutsal kanını döken Araplar, şimdi nasıl bir birini kırıyorsa, yakında aynı duruma Kürtçüler düşecek. Biz Tebliğ ettik.

Her şey, Allah Teâla’nın Mutlak İradesinin Hükümranlığındadır.

 

20/10/2014 Adana

Rüstem Kocadurmuşoğlu

Eğitimci Yazar Teolog Kökenbilimci

Bilgeata -Ξ̲̅ TÜRKİYE Ξ̲̅


 
  2025 © Bilge Ata. Tüm Hakları Saklıdır.   Son Güncelleme Tarihi: 05.07.2017Tasarım & Kodlama: -