Bilge Ata  
Site içi arama :
 
      Ana Sayfa   |   Din   |   Köken Bilimi   |   Güncel Makaleler   |   Araştırmalar   |   Belgeler   |   Hakkımızda   |   İletişim
 
 
 

 
Anket
Amerikalıların Kızılderililere yaptığı soykırım hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Evet Soykırım yapmıştır
 Hayır Yapmamıştır
 Kısmi olarak soykırım yapmıştır

 
 
Ziyaretçi İstatistikleri
Aktif: 17
Bugün: 25
Toplam: 1.138.186
 

Bitlis

B İ T L İ S

Kadim ve güzel İl’imiz Bitlis’imizi; 1966 yılında birkaç kez ziyaret etmiş idim. Neredeyse aradan yarım yüz yıla beş kalacak kadar bir süre geçti. Şu araştırmanın kaleme alındığı 2009 yılı Ekim Ayı itibariyle Bitlis’te nasıl bir gelişme oldu bilemiyorum. O sıralarda Tatvan-Van feribot yolu çalışmaları vardı. Van Gölü’nün batı kıyısında yüksekçe ve irice bir tepe dinamit konularak şapka gibi havaya uçurulmuş, işlenmeyi bekliyordu. Bitlis’ li kardeşlerime, tanışlarıma buradan selam yolluyorum. Bitlis’in büryan kebabını çok özlediğimi itiraf etmeliyim. Bitlis’in büryan kebabını bir yiyen pişman, bir yemeyen pişman. Yiyen benim gibi elli yıldan bu yana yiyemediği için pişmandır. Bitlis İl’i ile ilgili çok hatıralarım oldu. Eğer bir gün yolunuz Bitlis’e düşerse, İl’e çok yakın olan {belki de şimdi birleşmiştir.} Tatvan’a uğrayınız. Orada mutlaka otlu peynirden tadınız. Tatvan’dan yolunuzu dosdoğru Ahlat’ a çeviriniz. Ahlat’ta iki önemli ayrıntıyı atlamayınız. Birisi Ahlat’ın Selçuklu-Oğuz Türklerinin kümbetleri, öbürü Ahlatlı Meki/Beki’nin dünyaca ünlü minberlerini anmadan dönmeyin.

Ahlat’lı Meki/Beki’nin abanoz ağacından keser, balta, yongu aygıtlarıyla yaptığı iki cami minberi günümüze dek ulaşmıştır. Bu minberlerden birisi kadim Selçuklu Başkenti Aksaray İl’imizin Ulucami’ indedir. Ahlat’lı Selçuklu Türk ustası Meki/Beki bu minberleri abanoz ağacından yapmıştır. Bu ağaca kurşun işlemez, bıçak kesmez, hızar çalışmaz. 

Ahlat’a uğradığınızda Selçuklu-Oğuzların kümbetlerini titizlikle inceleyiniz. Ata TEBERİK’ i/ARMAĞANI kümbetlere dikkatle bakınız. Kadim Yurdumuz olan Ahlat’ın kümbet’inin bu günkü uzay’a fırlatılan uzay araçlarına ne de çok benzediğini derhal göreceksiniz.

Bitlis halkının Ataları Selçuklu Oğuzlar gibi konuksever, insancıl, sevecen, hoş sohbet ve saygın bir halk olduğuna tanık olacak, onları çok sevecek dostluklar kuracaksınız. 

 

BİTLİS SÖZÜNÜN KÖKEN BİLGİSİ/ETİMOLOĞYSİ/ETİMOLOJİSİ

 

Bitlis İl’imizin adının köken bilgisini aşağıda sunacağız. Daha önce kadim Yurdumuz NORŞİN-NURŞİN sözünün köken bilgisini 27 Ağustos 2009 tarihinde sunmuştum.  Şimdi Bitlis sözünün köken bilgisini sunuyorum. BİTLİS sözünün köken bilgisiyle ilgili olarak yapmış olduğum araştırmalar aşağıda sunulmuştur. Atladığımız, unuttuğumuz veya kulluktan doğan kusurlarımız sebebiyle bilemediğimiz bir bölüm olursa belgelere dayalı olarak bize ulaştırılırsa ulaştıranların adlarıyla yayınlar ve yanlışı terk ederiz.

Bitlis sözü ile ilgili olarak elimizde üç adet belge bulunmaktadır. Belgelerden birisi Sümer Türklerine, birisi Kazak Türklerine, öbürü de Kırgız Türklerine dayanmaktadır. Bunları teker-teker kayda geçirerek Bitlis sözünün açılımını yapalım.

 

LU    Kal-TUR,    batalu=genç erkek, delikanlı.” 1          

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

1}Sümer Dili ve Grameri. Prof. Dr. Mebrure Tosun, Prof. Dr. Kadriye Yalvaç TTK. 1981 C=1, S=116

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

 

Sümer Türklerinin çiviyazılı tabletinde BATALU sözü, genç erkek, delikanlı olarak kayda geçmiştir. Genç ve delikanlı erkekler, delişmen olurlar. Onlar yiğitliğin eşiğinden içeri girmişleridir. Aslında yiğitliğin kitabını da bunlar yazmışlardır. Kahraman, korkusuz, gözü pek, cesur, Baturluk/bahadırlık bunların harcıdır.

 

“ Batıl, sıfat: Cesur, çekinmeyen, tahammül eden/dayanıklı,”

“ Batıldandıruv, fiil: Cesaretlendirmek,”

“ Batıldanıv, fiil: Cesaretlenmek,”

“ Batıldık, isim: Cesurluk,”

“ Batılsızdık, sıfat: Cesaretsizlik,”

“ Batılsınuv, fiil: Cesur görünmek,”

“ Batım, sıfat: Cesur, yürekli, çekinmeyen,” 2

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

 2}Kazak Türkçesi Sözlüğü Tercüme Hasan Oraltay Doç. Dr. Nuri Yüce  Saadet Pınar. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı İstanbul 1984 S=40

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

 

Yukarıya aldığımız Kazak Türkçesine göre de BATIL sözü yiğit, cesur, kahraman anlamına gelmekte olduğu apaçık görülmektedir.

 

“ Batıl, l: Cesaret, cüret; batılım barbadı=Cesaret edemedim, tehlikeyi göze alamadım, cüret edemedim.” {Batılım bardı: Cesaret ettim, tehlikeyi göze aldım.}

“ Batın-, cesaret etmek; cüret etmek;  Batına albadım: Cesaret edemedim, cesaretim yetmedi.” 3

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

3} Kırgız Sözlüğü Tdk. yay. Yazan Prof. Dr. K.K. Yudahin Çeviri Abdullah Taymas Ankara 2. baskı. C=2. S=98

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

 

Batıl, batın, bıtıl, butul, butulet, batal, battal gibi Türkçe sözlerin Arapça olduğunu sananlar, bu sözlerin köken bilgisini/etimologysini/ etimolojisini incelemeden doğrudan-doğruya Arapça saymışlar. Sümer Türkçesinden Kazak ve Kırgız Türkçesine dek bu sözün Türkçe olduğu apaçık görülüyor. Hatta Kıpçak Türkçesinde de var olan bu sözün Arapça imiş gibi sunulması üzüntü kaynağı olmuştur.

 

“ Batal. Ar. Hasmın hamlesini savuşturma, boşa çıkarma”{GT}

“ batalla-Ar.T. Hasmının hamlesini savuşturmak, boşa çıkarmak.”{MG}

“ batallan- Ar.T. {Hamle} neticeye ulaşamamak, boşa çıkmak “ {MG}

“ batallık Ar. T. Durdurma, son verme.” {MS} 4

…………………………………………………………………………………………………………………..

4} Kıpçak Türkçesi Sözlüğü Prof. Dr. Recep Toparlı,  Yrd. Doç. Dr. Hanifi Vural, Yrd. Doç Dr. Recep Karaatlı Tdk. Yay. Ankara 2007. 2. Baskı: S=25

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

 

İslâm dünyasındaki yaygın kanata göre Arap dili kök dil, ana dil, esas dil olarak algılanmıştır. Arap diline başka hiçbir dilden hiçbir sözün giremediği inancı yaygın olarak kabul görmüştür. İslâm dünyasındaki bu tutucu inancın bir benzeri, Avrupalılarda yaşamaktadır. Onlar da Yunan dilini kök dil, ana dil, esas dil olarak kabul etmekte, Yunancaya hiçbir dilden hiçbir sözün karışamayacağına inanmaktaydılar. Yunan dili ile ilgilenen mitologlar. Yunancada başka ulusların özellikle Pelasgların dilinin sözleriyle dolu olduğunu sonunda gördüler. Bu şu anlama geliyor, Yunan dili ağzına kadar Türkçe ile doludur. İlerleyen sürelerde bunları Sitemizde bir-bir ortaya koyacağız. Yunan dilinde %40 ın üzerinde Türkçe sözlerin varlığı, inkâr edilemez bir gerçeklik halini almıştır. Aynen bunun gibi Arapça da kök dil, asıl dil, ana dil değildir. Arapçada pek çok dilden sözler olduğu gibi, Türkçeden de nice sözlerin var olduğunu bütün belgeleriyle ortaya koymuş bulunuyoruz. Bunlar Sitemizde kendi bölümlerinde yayınlanmakta, ilerleyen sürelerde inşallah daha kapsamlı yayınlar yapmayı planlıyoruz.

Kıpçak Türkçesi Sözlüğünden aldığımız yukarıdaki sözlerin sonunda parantez {ayraç.} içindeki harflerin açılımı şöyledir: {GT} Gülistan Tercümesi: {Kitab Gülistan Bi’t-Türki};- {MG} Münyet’ül Guzat.

Bu sözlerin Gülistan Bi’t-Türki, ile Münyet’ül Guzat’tan alınmış olmaları, o sözlerin Arapça oldukları anlamına gelmez. Nitekim Köprü sözünün Arapça bir sözlükte var olması, bu sözün Arapça olmasını gerektirmediği gibi, o sözlerin de o kitaplardan alınmış olmaları, Arapça olmalarını gerektirmiyor. Çünkü köprü sözü Türkçedir. Tennur sözünün Kur’an-ı Kerimde var olması, bu sözün Arapça olduğu anlamına gelmez. Çünkü Tennur sözü Türkçe; tandır dediğimizdir. Tandır sözü, ateşin yandığı yerdir. TAM sözü, yakmaktır. Tamu cehennem demektir. Tamırmak, tamtırmak yakmak ve yaktırmak demektir. Tebbet sözünün Kur’an-ı Kerimde var olması, bu sözün Arapça olduğu anlamına gelmez. Çünkü TEB ve TEBSERME sözü Türkçedir. TEBSERMEK; yaş nesnenin, ısıl ortamda kuruması anlamına Türkçedir.  

Batıl sözü, Bıtıl,> Bıtıl-os şekline girebilmektedir. Bu OS takısı son yüz yıllardaki Grek etkisi ile BATIL, BITIL sözünün ardına gelmiş olmalıdır. Sözün incelmesi, küçük ünlü ile söylenmesi de zaman içinde olmuştur. BITL şeklinden BİTL>BİTİL ve BİTİL-OS şekline girmiş, ikinci –İ- harfinin yutulması ile önce BİTL-OS şekline, daha sonra da BİTİL-İS, en sonunda da BİT-LİS şekline dönüşmüştür.

Şu açıklanan belge ve bilgilere göre kadim İl’imiz Bitlis’imizin adı: Sümer, Kazak, Kıpçak, Kırgız, Türklerinin dillerinden gelmektedir. Sümer Türklerinin varlıkları 6 ila 10 bin yıllarından daha öncelere dayanmaktadır. Medeniyetin beşiği olan Sümerli Türklerdir. Onların dilinde var olan sözlerden bazılarının Arapçada veya Farsçada var olmaları bu sözlerin alıntı oldukları anlamına yorumlanamaz. Bu sözlerin içinde alıntı olanlar da vardır, ama bunlar daha sonraki dönemlerde olmuştur. Bunların sağlıklı olarak araştırılması ve çetelesinin tutulması gerekir. Biz elimizden geldiği kadar bunları belirlemeye çabalıyoruz. Bu sözlerin köken bilgileri ortaya çıkartılmadan yapılacak işlemler güdük/kadük,/gücük kalır. Bu Butulet, Batalet, Batıl, Bitil, Bitlis sözleri de bunlardandır. Biz bu sözün köken bilgisini inceleyerek Yüce Milletimize sunmuş bulunuyoruz.

Türk tarihinin en görkemli söylencelerinden birisi de BATTAL Gazi söylenceleridir. Bu söylencede Malatya’da yetişmiş bir Türk Battalı Doğu Roma devletine kök söktürmüştür. Görüldüğü üzere Battal sözü kahraman, yiğit, cesur, yürekli kişi anlamına Türkler arasında binlerce yıllardan bu yana var olan bir sözdür.

Günümüzden en az beş ile on bin yıl önce Bitlis bölgesini Yurt tutan Türkler bu yöremize Türkçe bir ad olan BİTLİS adını vermişlerdir. Bitlis İl’imizin bu Türkçe BİTLİS adıyla daha nice on binlerce yıl yaşaması dileğiyle. Bu günkü Bitlislilerin, Bitlis Kentini kuran kahraman, yiğit, cesur, gözü pek Türk Atalarına saygıyla sunulur.


 
  2025 © Bilge Ata. Tüm Hakları Saklıdır.   Son Güncelleme Tarihi: 05.07.2017Tasarım & Kodlama: -