EİS>İCE>AYS>AYAZ; BALIK>POL>BEG>BURG
Almanlara: “ Yakın bir zamanda Eislengen { Ayslengen okunur.} Kentine gittiğimi, bu Kentin adının Türkçe olduğunu söyledim. Onlar bir kat daha şaşırdılar. Eis-Ayıs, eis, İngilizce'de ice {ayas}, şeklinde söylendiğini bu sözlerin ise hepsinin Türkçe AYAZ/AYAS yani SOĞUK demek olduğunu açıkladım. Hatta: eis Berg; ays Berk sözünün Türkçe olduğunu, Berg sözünün Türkçe balık sözünden bozularak tepe, dağ anlamında Avrupa'lılarca kullanılır olduğunu, Türkçe'de kale, kent, şehir anlamına gelen Balık sözünden alındığını açıkladım. { Yusuf Ziya'nın age. S=120. den naklen} Balık sözünün Yunan dilinde Pol şekline girdiğini, Akrapol=Yukarı kale anlamına Türkçe olduğunu, ayrıca da berg şekline girerek dağ ve tepe anlamına getirildiğini, Burg şekline sokularak hem kale, hem de kent, şehir anlamına kullanıldığını anlattım. Çünkü kaleler genellikle, ya dağların, ya yüksek tepelerin veya herhangi bir yükseltinin üzerinde kurulurlar. Bu sözün ayrıca da buz tepesi, buz dağı anlamına kullandıklarını da açıkladım. Şaşkınlıkları daha da arttı. Hatta ziyaret ettiğim Ausburg Kenti'nin DIŞ KALE anlamına olduğunu açıkladım. Burg sözünün Balık sözünden bozulduğunu, balık sözünün ise Türkçede kale ve kent anlamına geldiğini söyledim. Bunu açıkladığımda onların şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemediklerine tanık oldum. Onlar, Türkiye nerede biz neredeyiz. Bizimle Türk'lerin ne ilişkileri var diye şaşırıyorlardı.
“Eis {1} n. 1. buz 2.{speise} dondurma; das-brechen flg. Aralarında soğukluk kalkmak; sich-bedecken {od. überziehen} buzlanmak, -berg m geogr. aysberk, isberk, buzdağı-beutel m med. Buz torbası-blumen pl, {am Fenster} camdaki buz billurları
Eis’fabrik f. buz fabrikası.-werden {Flüssingkeit} ayazlanmak” 31
Yukarıdaki belgelerde görüldüğü üzere alman dilinde EİS aynen bizim Türkçede söylediğimiz AYAS sözüdür. Bu ve nicleri ilerleyen zaman içinde paylaşıma sunulacaktır. GERMEN’lerin Türk atalarından kalma sayılamayacak kadar çok Türkçe sözler sunuma hazırlanıyor.
“ice {ays} i., f. buz; dondurma; meyveli dondurma; buza benzer şey; f. dondurmak; içine buz koymak, buzda soğutmak, ice age bu zul devri. ice ax dağcıların kullandıkları buz baltası. ice creeper buz nalçası ice field denizde yüzen ufak buz kitlesi, break the ice resmiyeti gidermek, havayı yumşatmak, iced s. buzlu, buzla kaplanmış.
ice, berg {ays’berg} buz dağı, aysberk
ice, boat {ays’bot} i. donmuş ırmak ve göl üstünden heçmeye mahsus yelkenli kızak.
ice. break. er {ays’breykır} i. buz kıran.
ice. land {ays’land} i. İsland Adası. iceland moss sğuk memleketlere mahsus yeneblen bir cins liken, İslanda likeni
ice’man {ays’man, -mın} i. buz adam, buz satıcısı.”32
Ayaz sözü, soğuk anlamına gelir Türkçe bir sözdür. Türkler ayaz sözünün şiddetlisine Kuru ayaz derler. Bu, soğukların en etkilisi sayılır. Türk tarihinde AYAZ adlı kişiler yaşamıştır. Hatta İstanbul’da Ayaz Aga diye bir semt dahi vardır. Adana’nın kadim İlçesi Ayas İlçemiz Kadim devirlerde Türk’lerce kurulmuş ve binlerce yıldan beri dimdik ayakta duran ünlü bir Kentimizdir. Bu kadim Türk Kent’inin adını bir takım bilimsiz kişiler değiştirerek: Yumurtalık adını koymuşlardır. Böylesi uygulamalara çok üzülüyorum.
“ Ayas-;Sultan Mahmut Sebük Tekin’in adamlarındandır. Çok akıllı bir zat imiş. Selçuklulardan Melik Şah’ın oğullarından birinin adı dahi Ayas imiş. Kaşgarlı Mahmut Kölelere {AYAS} adı verildiğini yazıyor. Osmanlılardan bu adda beş-on adam geçmiştir. 33
“ Ayas: “ayas kök=açık hava, açık gök”. Kölelere yüzleri parlak olduğu için “ayas” denir. 34
“ Ayaz is. Kışın açık havalı ve çoğunlukla mehtaplı gecelerde hüküm süren
kuru soğuk”
“ Ayazıma is. Gökyüzü açılma, gecenin ayazında çok üşüme.”
“ Ayazlı sıf. Soğuk ” 35
Yunan Medeniyeti denilen medeniyetin kökeninde kadim Türk’lerin göz nuru, alın teri, beyin gücü var. Bunu, tarafsız bilginler de artık kabul etmeye başlamışlardır. Yunan, bu Medeniyetin üstüne ourmuş bir Ulustur.
………………………………………………………………………………..
31-Almanca Türkçe Sözlük Prof. Von Karl Steuerwald ABC. Kiabevi A.Ş birinci baskı: 1993 İstanbul S=182
32- Redhouse Sölüğü İngilizce Türkçe Sev matbaacılık Yay Eğ. Tic A.Ş. İstanbul Türkiye otuz altıncı basım 2003 S=479-480
33- Türk Büyükleri veya Türk Adları Toplayan Kütahya Mebusu Atalay Türkiya Büyük Millet Meclisi Hükumeti Maarif Vekaleti Neşriyatından İstanbul Matbai Amire 1339.H. Arap Harfleriyle Sayı:40. S=12
34 Divan age. C=1. S=123- 2
35- Azerbaycn Türkçesi Sözlüğü age. C=1
İCE. LAND > İZLANDA
Şimdiye kadar bu İzlanda sözünü tek bir söz sanıyordum. Eminim nice kimseler de böyle sanmış olabilirler. Şu EİS, İCE yani AYAS sözünü incelerken İZLANDA sözünün bileşik söz olduğunu yeni kavradım. Land sözü, kara parçası, toprak, arazi ve dolayısı ile de ülke, memleket anlamına gelmektedir. İzlanda sözündeki İZ sözü, biz Türkler için böyle yazılıp okunuyor. Oysa bunun İngilizce söylenişi İCE-LAND dir. İCE bizim AYAS dediğimiz soğuk demektir. İCE-LAND bizde İZLAND ve a getirilerek İZ-LAND-A haline gelmiştir. Nitekim FİN-LAND sözü de Ya eki alarak FİN-LAND-İA; FİNLAND-İYA şekline girmiştir. Fin sözünün sonuna İA>YA eki alacak yerde LAND eki almıştır. Bu kere hem Land ve ham de YA ekleri birlikte kullanılır olmuş, Ülkenin adı: FİNLAD-İA>İYA haline gelmiştir.
İZLAND>İCE-LAND şeklinde söylenmektedir. Oysa LAND’ın ardına br A getirilmeden de söylenememektedir. İZLAND sözünün ardına bir A harfi gediğinde tıpkı Finland’deki İA>İYA gibi bir durum oluşur. İZLAND-A o takdirde İZLAND-İA>İZLAND-İYA>İZLANDİYA şekline girmiş olur. İZLANDA’da bu iki sözden oluşmuş bileşik bir sözdür. İce>AYAS SÖZ; LAND ile birleşmiştir. Sona gelen A harfi İA>İYA>YA ekinin kısaltılmış şekli OLMALIDIR. O takdirde anlamı=Soğuk Ülke, Soğuk Memleket, Soğuk Yurt, Soğuk Vatan, Soğuk Toprak an lamına Türkçedir.
Şu açıklamalardan anlaşılmalıdır ki, İzlanda denilen Ülkenin adı katışıksız Türkçedir. Türkleri, 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt’e gelmiş, Anadolu’yu işgal etmiş sayan çarpık zihniyet şu anda milyonlarca Türk’ün İzland’a denilen Ülkenin haritada bile yerini bilemeyecekleri bu soğuk Ülkenin adının Türkçe olduğunu ne bilsinler. Oysa bu soğuk Toprakların ilk yerleşimcileri kadim Türk atalarıdır.
Bunları, tesadüfle açıklamaya çalışmak, hem bilgisizlikten ve hem de hazımsızlıktan ve çekememezlikten kaynaklanan, bir ruh hali saymalıyız. Gerçeğe susamış beyinler, açıklamaya çalıştığımız gerçekleri, süngerlerin sıvıları emdiği gibi emerek, bilgi hazinelerini doldurmalıdır. |