ADANA VALÝSÝ ÞAÝR ZÝYA PAÞA ÝLE FEKELÝ MEHMET AÐA
Adana Valisi Þair Ziya Paþa’nýn nasihatler deðerinde þiirleri vardýr. Bunlarýn en tanýnmýþlarý Terkibi Bent ile Terci-i Bent olarak bilinir. Ziya Paþa 1880 yýlýnda Adana Valisi bulunduðu sýrada Adana’da öldü. Sin’i/Kabri de Adana’dadýr.
Bî baht olanýn baðýna bir damlasý düþmez,
Baran yerine dürrü-güher yaðsa semadan
Erbab-ý Kemâli çekemez nakýs olanlar,
Rencide olur dide-i huffaþ ziyadan
Her âkile bir dert bu alemde mukarrer
Rahat yaþamýþ var mý güruh-u ukaldan
Halletmediler bu lügazýn sýrrýný kimse,
Bin kafile geçti hukemadan fuzeladan
Ýdraki meali bu küçük akla gerekmez,
Zîrâ bu terâzû o kadar sýkleti çekmez.
“Bed asla necabet mi verir hiç üniforma,
Zerduz palan ursan eþek, yine eþektir.”
Pek rengine aldanma felek eski felektir,
Zira feleðin meþreb-i nâzâsý dönektir.”
“Seyr etti derler hava üzre taht-ý süleyman,
ol saltanýn da yeller eser þimdi yerinde.”
Ziya Paþa Adana Valisi bulunduðu sýralarda, Adana’nýn sarý sýcaðýndan kurtulmak için pek çok Adanalýnýn yaptýðý gibi yaz aylarýnda Toros daðlarýna yaylaya çýkarmýþ. Yaylada halim-selim Mehmet Aða adýndaki bir köylü, Paþanýn ev iþlerini görürmüþ. Paþa, bu hizmetlerine karþýlýk hediye babýndan Mehmet Aða’ya bir de eþek alýp vermiþ. Bir yýl Paþa iþlerin yoðunluðundan yaylaya çýkamamýþ. Mehmet Aða kýþýn kestiði odunlarý bu eþekle kente getirir, odun parasýyla evinin ekmeðini çýkartýrmýþ. Zorlu bir kýþ günü eþek açlýða-susuzluða fazla dayanamayarak ölmüþ. Mehmet Aða’nýn eþi:
“-Þuradan biraz üzüm, erik, armut, elma kaký hazýrlayým, biraz çýtýmýk, biraz ceviz, biraz pestil koyalým, bunlarý al Paþa hazretlerine git, bize alýp verdiðin eþek öldü de, derdini anlat. Paþa Hazretleri insaflý, güngörmüþ insandýr. Halimize acýr, bakarsýn bir at alýr verir” demiþ. Bu öneri Mehmet Aða’nýn da zihnine yatmýþ. Mehmet Aða arada-sýrada giyebildiði yeni çarýðýný, kiþilik giysilerini giyinmiþ. Ýçi kak dolu heybesini omzuna vurarak “ver elini Adana” diyerek karda-kýþta yollara düþmüþ.
Nice yorucu günlerden sonra yayan-yapýldak Adana’ya ulaþmýþ. Evden getirmekte olduðu çýkýnýndaki azýklarý da bitmiþ, para yok-pul yok, ne yer, ne içer, ortalýkta kala-kalmýþ. Sora-sora Vali Paþanýn konaðýný bulmuþ. Yorgun-argýn Paþa Hazretlerinin huzuruna çýkmayý umuyormuþ. Ne var ki, þimdi bile hepimize yapýldýðý gibi zaptiyeler Paþa’nýn huzuruna Mehmet Aða’yý almamýþlar. Mehmet Aða’ya:
“-Bekle! Ýl Genel Meclisi toplantýsý biterse belki seni içeri alýrýz diyerek oradan savmak istemiþler. Mehmet Aða, Paþa yaylada bulunduðu sýralarda kendisi ile yakýn ilgi kurar, halini-hatýrýný sorarmýþ. Bu yakýnlýða dayanarak biraz ýsrar edince zaptiyeler kendisini baðýra-çaðýra hýrpalamaya baþlamýþlar. {Þimdi de benzer davranýþlarla karþýlaþmakta olduðumuzu kim inkâr edebilir. Bizleri, yani bu Milletin bizzat kendisini, yaka-paça kapýlardan dýþarý atan bu günkü çaðdaþ zaptiyeleri de baþka zaptiyeler, yaka-paça baþka kapýlardan dýþarý atmaktalar. Bu Yüce Millet böylesine aykýrý muamelelere layýk deðildir.}
Derken, “dýþarý çýk, giremezsin, kafamý kýzdýrma” sesleri Divan toplantýsýna dek ulaþmýþ. Paþa çýngýraðý çalarak gelen görevliye ne olup-bittiðini sormuþ. Görevli kiþi:
“-Toros daðlarýndan falan köyden Mehmet Aða diye biri geldi sizi görmek istiyor, biz de toplantý var dediysek te illa gireceðim diyor. Bu gürültü onun içindir” deyince Paþa Meclisi üyelerine toplantýya bir süre ara vermeyi teklif etmiþ. Gelen kiþinin yoksul bir köylü olduðunu, oralardan kýþ-kýyamette yorgun-argýn gelmiþ olacaðýný söyleyerek toplantýyý durduruyor. Mehmet Aða’yý hemen içeri alýyorlar. Çarýðýný çýkaran Mehmet aða, Paþanýn elini öpüyor. Hanýmýnýn gönderdiði kaklarý heybesi ile Paþanýn yanýna býrakýyor, kapýdan yana geçiyor. Paþa hal hatýr sorup oturmasýný söylüyor. Bizim zavallý Mehmet aða baþýna geleceklerden habersiz olarak söze baþlýyor:
“ Paþa hazretleri Þükürler olsun iyilik saðlýk. Bizim bir kederimiz yok’ta senin bize alýp verdiðin eþek öldü de SANA EÞÞEK DEMEYE GELDÝM.” diyor. Diyor da alaca kýyamette ondan sonra kopuyor. Mehmet Aða sözlerini bitirir-bitirmez Meclis üyelerinden bir kahkaha, bir fýkýrdamadýr ki ortalýðý kasýp-kavuruyor. Meclis üyeleri bir-birlerini dürte-dürte gülüyorlar, Paþa; “zokayý yuttu” diyorlar. Durumu gören Ziya Paþa oldukça hiddetleniyor. Mehmet Aða’ya dönerek:
“-Bire adam! Ben eþek tüccarý mýyým? Nereden çýktýn geldin huzurumuzu bozdun. Þu heybeni, torbaný, kak mýdýr, çak mýdýr ne zýkkýmsa getirdiklerini de al defol geldiðin yere git “ diyerek kovuyor. Olanlara hiçbir anlam veremeyen Zavallý Mehmet Aða, az önce kendisine hal-hatýr soran, Paþa’nýn neden dolayý öfkelendiðini bir türlü anlamýyor. Heybeyi omuzluyor, çarýklarýný giyiyor, dünya baþýna yýkýlmýþ vaziyette odanýn kapýsýna doðru yöneliyor. Çýkmadan önce bir serzeniþte bulunmak niyetiyle geri dönüyor. Meclis üyeleri gülme krizinden hala çýkamamýþlar, kendilerini bir türlü toparlayamýyorlar. Mehmet Aða zavallým yýkýlmýþ bir halde kapýdan çýkýp giderken ayný saflýkla Paþadan yana dönerek:
“-Paþa Hazretleri! Demek ki senin bize eþþek alýp vermeye niyetin yokmuþ. Eðer sen bize bir eþek almak isteseydin sana göre eþek mi yoktu. Senin saðýn da eþek, solun da eþek”
diyerek kollarýný saða-sola salamaya baþlýyor. O andan itibaren ortalýkta birden bire bir sessizlik oluyor. Meclis üyelerinin gülen yüzlerindeki sevinç çýðlýklarý, yanaklarýnda buza kesiyor. Meclis üyelerinin þakaklarýnda keskin bir kýrbacýn þaklayýþý gibi uðuldayan bu safiyane sözler, taþý gediðine oturtuyor. Bu kez devran meclis üyelerinin aleyhine iþlemeye baþlýyor. Artýk gülme, neþelenme sýrasý Ziya Paþa’ya geliyor. Paþa Mehmet Aða’yý çaðýrýp yanýna oturtuyor. Çay-kahve ikram ediyor. Meclis üyelerinin soluklarý kesilmiþ, Mehmet Aða’nýn saf-saf Paþa’ya söylediði sözlerinin benzeri kendilerine gelmiþ oluyordu. Paþa yaverlerini çaðýrtýyor. Mehmet Aða’ya iyi cins bir at, yiyecek içecek, çoluk-çocuðuna giyecek almalarýný tembih ediyor. Üç gün Adana’da konuk edilmesini, sonra kýþ harçlýðýnýn da ayrýca verilmesini, bütün masraflarýn kendi kiþisel hesabýndan karþýlanmasý buyruðunu veriyordu.
|